- Tam Yargı Davası Nedir? Ne Zaman ve Hangi Durumlarda Açılır?
- Tam Yargı Davası Açma Süreleri
- Hangi Zararlar Tazmin Edilebilir?
- İdarenin Kusursuz Sorumluluğu
- Zararın Belirlenme Anı ve Dava Süresi
- Belediye Hizmetlerinden Doğan Zararlar
- Sağlık Hizmetlerinden Doğan Zararlar
- Çevre ve Atık Yönetimi
- Eğitim ve Sosyal Hizmet Kusurları
- Ulaşım ve Altyapı Kusurları
- Sık Sorulan Sorular
Tam Yargı Davası
Tam Yargı Davası Nedir? Ne Zaman ve Hangi Durumlarda Açılır?
Devletin Sorumluluğu ve Anayasal Dayanak
Devlet, bireylere verdiği zararlardan sorumludur. Anayasa’nın 125. maddesi, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları tazmin etmesi gerektiğini açıkça belirtir. Bu doğrultuda, bireyler zarara neden olan idari işlem veya eylemlere karşı tam yargı davası açarak doğrudan tazminat talep edebilir.
Tam Yargı Davası Nedir?
Bireyler, idarenin sebep olduğu maddi ve manevi zararları telafi ettirmek amacıyla idare mahkemelerine başvurmak zorundadır . İdari yargı sisteminde mahkemeler, bu tazminat taleplerini “tam yargı davası” kapsamında değerlendirir. Bu dava, bireylerin yaşadığı zararı bir miktar para karşılığı olmak üzere gidermeyi amaçlamaktadır.
Tam Yargı Davası Açma Süreleri
İdari İşlemlere Karşı
Zarar bir idari işlemden kaynaklanıyorsa, birey işlem kendisine tebliğ edildikten sonra 60 gün içinde dava açar.
İdari Eylemlere Karşı
Zarara uğrayan kişi, durumu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde, her hâlükârda eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvuru yapar. İdare başvuruyu reddederse veya sessiz kalırsa, birey 60 gün içinde dava açma hakkını kullanır.
Karma Durumlar
Bireyler, iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilir. Ayrıca iptal davası sonrasında işlemin uygulanmasıyla zarar ortaya çıkarsa, bu zararın doğduğu tarihten itibaren 60 gün içinde ayrı bir tam yargı davası açma hakkı doğar.
Hangi Zararlar Tazmin Edilebilir?
Maddi Zararlar
- Tedavi giderleri
- İş gücü kaybı
- Destekten yoksun kalma
- Taşınmaz değer kaybı
- Ticari kazanç kaybı
Manevi Zararlar
- Acı, elem, üzüntü
- Yaşam kalitesinin düşmesi
- Kişilik haklarının ihlali
Manevi Tazminat Şartları
Manevi tazminat, kişinin yaşadığı acıyı ve psikolojik zararı hafifletmeyi amaçlar. Her işlem hukuka aykırı bulunsa da hizmet kusurunun varlığı için daha fazlası gerekir. Hizmetin düzenli işlemediğini ortaya koyan açık ve ağır bir hata tespit edilmelidir.
İdarenin Kusursuz Sorumluluğu
Kusursuz Sorumluluk Halleri
- Kusursuz sorumluluk: Kamu hizmeti sırasında oluşan olağan dışı zararları kapsar.
- Kamu külfetleri karşısında eşitlik: Toplum yararına yapılan işlerde yük sadece belli kişilerin üzerine yüklenmemelidir.
- Sosyal risk: Devletin öngöremediği olaylardan doğan zararları bireylerin üstlenmesi engellenir.
İdare, açık bir kusuru bulunmasa bile bu hallerde zararı karşılamak zorundadır. Örneğin, bir vatandaş terör saldırısında mağdur olursa devlet, bu zararı sosyal risk ilkesi kapsamında karşılar.
Zararın Belirlenme Anı ve Dava Süresi
Zararın Belirlenmesi
Bazı zararlar hemen fark edilmez. Böyle durumlarda dava açma süresi, kişi zararı öğrendiği anda başlar. Aksi durumda bireyin mahkemeye erişim hakkı engellenmiş olur.
Anayasa Mahkemesi İçtihadı
13.02.2024 tarihli ve 2021/40471 numaralı kararda, Anayasa Mahkemesi, alt geçit uygulaması sonrası meydana gelen müşteri kaybının dava süresine esas alınması için öğrenme tarihinin esas alınması gerektiğini belirtmiştir.
Zararın Zaman İçinde Ortaya Çıktığı Örnekler
- Raylı sistem geçişi müşteri kaybı yaratabilir.
- Cadde yönü değişince ticari faaliyet azalabilir.
- Altyapı çalışmaları kazanç kaybına neden olabilir.
- Parkların amacı dışında kullanımı çevreye zarar verir.
- Çöp tesisleri konut değerini düşürebilir.
- Uçak rotalarının değişmesiyle konutlar gürültüden etkilenir.
- Dere yatağının değiştirilmesi taşkın riskini artırır.
- Aşıların uygun koşullarda muhafaza edilmemesi sağlık sorunlarına neden olur.
- Cerrahi müdahalede vücutta cisim unutulması yıllar sonra fark edilebilir.
- Doğumda ihmal, bebeğin nörolojik hasar almasına yol açabilir.
- İçme suyu sistemindeki klorlama hatası toplu zehirlenmelere sebep olur.
- Afet sonrası kurulan barınma alanlarında hijyen eksikliği bulaşıcı hastalıkları artırır.
- Çocuklarda sonradan ortaya çıkan kalıcı sağlık sorunları görülür.
- Kamu eliyle yapılan sağlık taramalarında yanlış tanı tedaviyi geciktirir.
- Radyasyon seviyeleri yüksek cihazlarla yapılan işlemler yıllar sonra zarar verir.
Uygulama Alanları
Belediye Hizmetlerinden Doğan Zararlar
Belediyeler, mahallî müşterek nitelikteki kamusal ihtiyaçları karşılamakla yükümlüdür. Bu çerçevede:
- İmar, nazım-uygulama ve parselasyon planlarını hazırlayıp onaylamak,
- Su-kanalizasyon altyapısını işletmek,
- Şehir içi trafik ve toplu taşımanın hat-tarife-güzergâh düzenini yapmak,
- Ana arter yolları yapmak,
- Bakım ve temizlik hizmetlerini yürütmek,
- Otopark, terminal, mezarlık ve defin hizmetlerini sunmak,
- Çevre-temizlik, park-yeşil alan ve atık bertarafı görevlerini yerine getirmek,
- Zabıta, itfaiye, ambulans ve afet yönetimi sağlamak,
- Kadın-çocuk konukevleri, okul, sağlık tesisi ve camii inşa ve onarımı yapmak,
- Kültürel mirası korumak,
- Pazaryeri, toptancı hâli ve gıda bankacılığı hizmetleri sunmak, zorundadır.
- Bu görevlerdeki herhangi bir eksiklik, geç yerine getirme ya da hiç yerine getirmeme durumları hizmet kusuru oluşturur.
Sağlık Hizmetlerinden Doğan Zararlar
Devlet hastaneleri ile 112 acil birimleri:
- Hastayı zamanında kabul etmeli,
- Doğru tanı ve tedaviyi uygulamalı,
- Yeterli personel ve teçhizat bulundurmalı,
- Ameliyat ve bakım süreçlerinde enfeksiyon önlemlerine uymalı,
- Mahremiyet kurallarına titizlikle riayet etmelidir. Sağlık Bakanlığı, bu hizmetlerin ülke genelinde planlanmasından, denetlenmesinden ve eksiklerin giderilmesinden sorumludur.
- Aşağıdaki durumlar hizmet kusuru sayılır:
- Tanı hatası,
- Geç müdahale,
- Yoğun bakım yatağı eksikliği,
- Sterilizasyon yetersizliği,
- Hastanın yeterince bilgilendirilmemesi.
Bu gibi durumlarda hasta veya yakınları; tedavi gideri, iş gücü kaybı, destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebiyle tam yargı davası açabilir.
Çevre ve Atık Yönetimi Kaynaklı Zararlar
Çöp depolama alanlarının patlaması, arıtma tesislerinin yetersizliği veya denetlenmeyen endüstriyel atık deşarjları çevre kirliliğine neden olur. Bu durumlarda zarar gören bireyler tam yargı davası açabilir.
Katı atık, atık su, tehlikeli/endüstriyel atık ve hafriyat konularında birden fazla idare sorumludur. Denetim ve politika belirleme görevi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na aittir. Uygulamada ise evsel atığın toplanması, düzenli depolamaya sevki, sokak temizliği ve ambalaj atıklarının ayrıştırılması büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev alanına girer.
Eğitim ve Sosyal Hizmet Kusurları
Devlet okulları ve yurtlar ile huzurevleri, engelli bakım merkezleri ve konukevleri güvenli, sağlıklı ve gözetim altında hizmet sunmalıdır. Bakımsız binalar, yetersiz personel, bakım ihmali veya kötü muamele gibi durumlar hizmet kusuru sayılır.
Ulaşım-Altyapı ve Toplu Taşımada Sorumluluk
Karayolları Genel Müdürlüğü, büyükşehir ve ilçe belediyeleri; planlamadan bakıma kadar güvenli altyapı sağlamakla yükümlüdür. Köprü, kavşak, sinyalizasyon, hemzemin geçit ve raylı sistemlerde meydana gelen aşağıdaki ihmaller hizmet kusuruna yol açar:
- Bariyerlerin eksik ya da hiç konulmaması,
- Fren sistemlerinin yeterince bakım görmemesi,
- Sinyalizasyon eksiklikleri,
- Rayların denetimsiz bırakılması.
Sık Sorulan Sorular
Tam yargı davasını kimler açabilir?
Gerçek ve tüzel kişiler ile bunların mirasçıları, zarar görmeleri durumunda bu davayı açabilir.
Nerede açılır?
İdare veya vergi mahkemeleri yetkilidir. Üst düzey işlemler için Danıştay görevlidir.
Zarar nasıl hesaplanır?
Bilirkişiler, zararı; emsal taşınmaz değeri, maluliyet oranı ve gelir kaybı gibi objektif kriterlerle belirler.
Dava süresi ne kadardır?
Ortalama olarak, dava 6 ila 18 ay içinde sonuçlanır. Dosya içeriğine göre süre değişebilir.
Ön başvuru zorunlu mu?
İdari eylemlerden kaynaklanan zararlarda önce idareye başvuru gerekir. İşlem kaynaklı zararlarda doğrudan dava açılabilir.
Not: Bu içerik yalnızca bilgilendirme amacı taşır. Somut bir zarar durumunda, profesyonel bir idare hukuku avukatından destek almanız önerilir.