Polis Amirlerinin Rütbe Terfi Sürecinde Adli ve İdari Soruşturmaların Etkisi

Polis teşkilatında rütbe terfi süreci, liyakat ve kıdem esasına dayalı olup belirli mevzuat çerçevesinde düzenlenmektedir. Ancak, rütbe terfi süreci, hakkında adli veya idari soruşturma bulunan personel açısından farklı değerlendirmelere tabi tutulabilir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 2022/1897 sayılı kararı da bu konuda önemli hukuki ilkeler ortaya koymaktadır.

Rütbe Terfi Sürecinde Hukuki Düzenlemeler

Polis amirlerinin rütbe terfileri, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurulları Yönetmeliği çerçevesinde yürütülmektedir. Yönetmeliğin 14. maddesi, hakkında devlet memurluğunu sona erdirecek veya meslekten çıkarmayı gerektirecek suçlardan dolayı adli veya idari soruşturma açılmış olan personelin rütbe terfilerinin durdurulacağını öngörmektedir.

Ancak, yönetmelikte yer alan düzenleme, kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan yalnızca soruşturma açılmasını, rütbe terfinin durdurulması için yeterli sebep olarak kabul etmektedir. Bu durum, masumiyet karinesi ve idarenin keyfi kararlar vermemesi ilkesi çerçevesinde değerlendirilmelidir.

Terfiye karar verilmiş olsa dahi bu nitelikteki ciddi suçlara ilişkin soruşturmalar var ise terfi durdurulabilir; ancak soruşturma konusu fiilin görev esnasında işlendiği ve asılsız olduğuna dair kurul üyelerinde kuvvetli kanaat oluşması hâlinde, soruşturma sonucu beklenmeksizin terfiye izin verilebilir. Ayrıca, soruşturma sonucunda terfiyi engelleyecek bir ceza verilmemesi durumunda, terfi işlemi emsallerin terfi tarihi esas alınarak gerçekleştirilir.

 

Rütbe Terfisinin Durdurulmasının Koşulları

Rütbe terfisinin durdurulabilmesi için, ilgili personel hakkında adli veya idari bir soruşturma açılmış olması yeterli olmayıp, bu soruşturmanın konusu olan fiilin devlet memurluğunu sona erdirecek veya meslekten çıkarma cezasını gerektirecek nitelikte olması gerekir. Yani sadece hafif disiplin cezalarını gerektiren eylemler nedeniyle başlatılan soruşturmalar, terfi işleminin durdurulması için hukuki dayanak oluşturmaz. 

Bir emniyet müdürünün, hakkında yürütülen idari soruşturma nedeniyle rütbe terfisinin durdurulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Beşinci Dairesi yönetmelik hükmünü hukuka uygun bulmuş ancak bireysel işlemi hukuka aykırı bularak iptal etmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2021/2176 Esas,  2022/1897 Karar, 30/05/2022 tarihli Kararıyla bu kararı onamış ve soruşturmanın, devlet memurluğunu sona erdirecek veya meslekten çıkarma gerektirecek suç kapsamında olmaması nedeniyle terfi durdurma işleminin hukuka aykırı olduğuna hükmetmiştir.

Yönetmelik, yalnızca belirli ağır suçlar sebebiyle açılan soruşturmalar için rütbe terfinin durdurulmasına imkan tanımakaysa dahi açılmış olan adli veya idari soruşturmanın, devlet memurluğunu sona erdirecek veya meslekten çıkarmayı gerektirecek suçlardan dolayı olması gerekmektedir.

 İşlemin tesis edildiği tarihteki hukuki durum esas alınarak idari soruşturmanın hangi suçlardan dolayı açıldığı önemlidir. Keza karar da bu sebeple davacı lehine sonuçlanmıştır. Yönetmelikte öngörülen koşullar gerçekleşmediğinden, terfinin durdurulması için gereken hukuki sebep mevcut değildir. Bu da işlemin sakat olmasına yol açmıştır. Çünkü soruşturma, devlet memurluğunu sona erdirecek veya meslekten çıkarılmasını gerektirecek bir suç kapsamında değil, kısa süreli durdurma cezasını gerektirecek bir fiil kapsamında yürütülmüştür. Dolayısıyla, idari işlemin sebep unsuru hukuka aykırı olduğu için işlem iptal edilmiştir.

Sonuç

Bu içtihat, kamu görevlilerinin rütbe terfisi sürecinde adli ve idari soruşturmaların etkisinin sınırlarını belirlemesi açısından önemlidir. Kamu disiplin hukukunda, soruşturmaların doğrudan hak kaybına yol açacak şekilde uygulanması, ancak açık mevzuat hükümlerine ve hukukun genel ilkelerine uygun şekilde gerçekleşmelidir. Özellikle masumiyet karinesi, idarenin işlem tesis ederken gözetmesi gereken temel ilkelerden biridir.

Hukuki danışmanlık almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Av. Alihan Kotan, hukuk eğitimine İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde İngilizce hazırlık eğitimi ile başlamış, ardından lisans öğrenimini İzmir Bakırçay Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamlamıştır. Lisans süresince farklı hukuk alanlarında eğitim almış ve yüksek onur derecesi ile mezun olmuştur. Eğitimi ve staj dönemleri boyunca özellikle ticaret hukuku, borçlar hukuku, şirketler hukuku, rekabet hukuku, kişisel verilerin korunması hukuku, ceza hukuku, icra ve iflas hukuku gibi alanlarda çalışma fırsatı bulmuştur. Rekabet Kurumu’nda ve çeşitli hukuk bürolarında edindiği deneyimler sayesinde hem idari hem de özel hukuk alanlarında uygulamaya yönelik bilgi birikimini geliştirmiştir. Av. Alihan Kotan, mesleki faaliyetlerinde sözleşmelerin hazırlanması ve incelenmesi, ticari uyuşmazlıkların çözümü, şirketlere hukuki süreçlerde eşlik edilmesi, veri koruma mevzuatına uyum gibi konularda çalışmalar yürütmektedir. Ayrıca bireysel müvekkillerin karşılaştığı ceza yargılamaları, tüketici uyuşmazlıkları, idari uyuşmazlıklar ve icra takipleri gibi konularda da hukuki destek sunmaktadır. İleri düzeyde İngilizce bilgisine sahip olan Av. Alihan Kotan, uluslararası belge ve sözleşmelerle çalışma, yabancı müvekkillerle iletişim kurma ve çok dilli hukuki süreçleri takip etme konularında da yetkinliğe sahiptir.