1996 Lahey Sözleşmesi ve Uluslararası Boyutta Çocukların Korunmasıyla İlgili Sıkça Sorulan Sorular

1996 Lahey Çocuk Koruma Sözleşmesi hakkında, konuda bilgi edinmek isteyenlerin en sık sorulması muhtemel sorular ve bunlara dair hukuki açıklamalar yer almaktadır. Soru ve cevaplar genel bilgi amaçlı olup, her somut olayda uzman hukuki danışmanlık alınması önemlidir.

Uluslararası Boyutta Çocukların Korunması: Velayet ve Koruma Tedbirleri hakkındaki kapsamlı makalemizi buradan okuyabilirsiniz.

Makale İçeriği

1996 Lahey Sözleşmesi nedir?

1996 Lahey Sözleşmesi, çocukların velayet sorumluluğu ve korunmasına ilişkin uluslararası düzenlemeleri içeren, çocukların yüksek yararını korumayı amaçlayan çok taraflı bir anlaşmadır. Sözleşme; hangi devletin makamlarının yetkili olduğunu, uygulanacak hukuku, alınan kararların tanınması ve tenfizini ve devletler arası iş birliğini düzenler.

Sözleşme’den hangi devletlerde geçerlidir?

Sözleşme’yi onaylayan veya taraf olan tüm devletler (Akit Devletler) kapsamda yer alır. Taraf devletlerin listesini, Lahey Uluslararası Özel Hukuk Konferansı (HCCH) resmî internet sitesinden takip edebilirsiniz. Link için tıklayınız.

Türkiye 1996 Lahey Sözleşmesi’ne taraf mıdır?

Türkiye, 1996 Lahey Sözleşmesi’ne taraf olan devletlerden biridir. Anlaşma, Türkiye’de de 01/02/2017 tarihten itibaren uygulanmaya başlanmıştır.

1996 Sözleşmesi, Türkiye iç hukukunda hangi mevzuatlara etkide bulunur?

Başta Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK), Türk Medeni Kanunu ve ilgili diğer mevzuat üzerinde etkilidir. Yabancılık unsuru içeren velayet ve çocuk koruma davalarında Sözleşme hükümleri Türk Anayasasının 90. maddesi uyarınca kanun hükmündedir.

1996 Lahey Sözleşmesi ile ülkemizdeki iç hukuk kuralları çelişiyorsa hangisi uygulanır?

Uluslararası anlaşmalar, genellikle iç hukuka göre öncelikli kabul edilir (Türkiye Anayasası md. 90/son gibi). Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmeler ile kanunların çelişmesi durumunda, Sözleşme hükümleri esas alınır.

Sözleşme’nin getirdiği en önemli yenilik nedir?

Çocuğun korunmasına yönelik yetki, uygulanacak hukuk, tanıma, tenfiz ve iş birliği hususlarını tek bir metinde detaylı ve modern şekilde düzenlemesidir. Böylece farklı hukuk sistemleri arasındaki çatışma azaltılır.

1996 Lahey Sözleşmesi’nin 1961 tarihli Küçüklerin Korunması Sözleşmesi’nden farkı nedir?

1996 Sözleşmesi, 1961 Sözleşmesi’nin yerine geçecek şekilde ve özellikle tanıma/tenfiz, iş birliği ve modern ihtiyaçlara yanıt verme bakımından daha kapsamlı hükümler içeren güncellenmiş bir metindir (Sözleşme Giriş, Madde 51).

Bu Sözleşme’nin amacı neyi kapsar?

Temel amacı, uluslararası nitelikteki (yani birden fazla ülkeyi ilgilendiren) çocuk koruma meselelerinde:

  1. Hangi devlet makamının tedbir alabileceğini (yetki),
  2. Hangi hukukun uygulanacağını (uygulanacak kanun),
  3. Kararların tanınması ve tenfizini,
  4. Devletler arasında iş birliği mekanizmalarını

düzenleyerek çocukların üstün yararını güvence altına almaktır.

1996 Lahey Sözleşmesi hangi konularda uygulanmaz?

Madde 4’e göre Sözleşme; evlat edinme, soy bağı ilişkisini kurma ya da itiraz etme, çocuk yararına verilen nafaka, ceza davalarıyla alakalı olarak verilen tedbir kararları, çocuk için eğitim ve sağlığa ilişkin verilen tedbirleri gibi bazı alanlarda uygulanmaz. Bu konular Sözleşme kapsamı dışındadır.

Sözleşme kapsamında alınan tedbirler “sigorta”, “vergi” gibi konuları etkiler mi?

Genel olarak hayır. Sözleşme, çocuğun kişisel ve malvarlığına yönelik özel koruma tedbirlerini düzenler. Vergi, sigorta vb. konular farklı hukuki düzenlemelere tabidir.

Sözleşme hangi yaş grubu için geçerlidir?

Sözleşme, çocuğun doğumundan 18 yaşını doldurmasına kadar geçerlidir (Madde 2). Yani 18 yaş altındaki herkes bu Sözleşme kapsamındaki “çocuk” tanımına girer.

“Velayet sorumluluğu” terimi Sözleşme’de nasıl tanımlanır?

Sözleşme’ye göre velayet sorumluluğu; ebeveynlerin, vasi veya diğer yasal temsilcilerin, çocuğun kişiliği veya malları üzerinde sahip olduğu haklar, yetkiler ve sorumlulukları içerir. Bu kavram ebeveyn otoritesi, bakım, eğitim, yerleşim yeri belirleme, malvarlığı yönetimi gibi hususları kapsar (Madde 1(2)).

Sözleşme’de “kafala” nedir?

“Kafala”, İslam hukukunda çocuğun bakım ve korunmasının üstlenilmesi anlamına gelen bir kurumdur. Sözleşme, çocuğun mutad meskeni İslam hukuku uygulayan bir devletse, koruyucu aileye yerleştirme benzeri kurum olarak “kafala”yı da tanır (Madde 3(1)(e)).

Çocuğun “mutat meskeni” ne demektir?

“Mutad mesken”, çocuğun gerçek ve sürekli yaşam merkezi olarak kabul edilen yerdir. Sözleşme’de yetkili makamın tespiti genellikle çocuğun mutad meskenine göre belirlenir (Madde 5). Burada uluslararası çocuk kaçırma durumlarında çocuk yeni yaşam alanına alışsa bile hukuka aykırı olarak alıkonulduğunda yeni bir mutad mesken edindiği kabul edilmemektedir. Keza 1996 Tarihli Çocuk Koruma Sözleşmesi’nin uygulanması da, 25 Ekim 1980 tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yönlerine Dair Lahey Sözleşmesi’nin doğrudan uygulanarak çocuğun derhal iadesi önünde engel oluşturmamaktadır. Çocuk kaçırmaya ilişkin detaylı bilgi için tıklayınız.

Çocuğun mutad meskeni değişirse, hangi devlet makamları yetkili olur?

Çocuğun mutad meskeni bir Akit Devletten başka bir Akit Devlete taşınırsa, yeni mutad meskenin bulunduğu Akit Devletin makamları yetkili hale gelir (Madde 5(2)). Dikkat etmek gerekir ki mutad meskenin değişmesi için velayet hakkını elinde bulunduran kişi ya da kurumun rızası bulunmalıdır. Velayet hakkı tedbir olarak geçici olarak sınırlandırılmışsa duruma göre çocuk koruma kurumları ve mutad meskeni bulunan akit devletin mahkemelerinin de iade prosedürlerini işletebilir.

Ebeveynler aynı ülkede yaşıyor ama farklı vatandaşlığa sahip. Bu durum Sözleşme açısından önem taşır mı?

Önemli olan çocuğun mutad meskeni ve koruma tedbirinin “uluslararası” boyuta ulaşmasıdır. Sadece ebeveynlerin farklı vatandaşlıklara sahip olması tek başına Sözleşme’nin devreye girmesi için yeterli değildir.

Çocuğun mutad meskeni Akit Devlet olmayan bir ülkede bulunuyorsa 1996 Sözleşmesi uygulanır mı?

Sözleşme kural olarak Akit Devletler arasında geçerlidir. Çocuğun mutad meskeni Akit olmayan bir devletteyse, Sözleşme hükümleri doğrudan uygulanmayabilir. Ancak acil durumlarda veya başka mekanizmalarla sınırlı uygulama gündeme gelebilir (Madde 11, 12).

Koruma tedbirleri kimler tarafından istenebilir?

Velayet hakkı sahibi olan ebeveyn, vasi, kayyım veya diğer yasal temsilciler, çocuğun üstün yararı açısından ilgili makamlara başvurarak tedbir isteyebilirler. Aynı şekilde, ilgili devlet makamları da kendiliğinden işlem yapabilir.

Velayet veya koruma tedbirleri hangi hukuka göre alınır?

Genel kural olarak, tedbiri alacak olan yani çocuğun mutad meskeninin bulunduğu devletin iç hukuku uygulanır. Ancak çocuğun üstün yararı gerektiriyorsa istisnai olarak başka bir devletin hukuku da uygulanabilir veya dikkate alınabilir (Madde 15).

Ebeveynlerin farklı milliyetlerde olması hâlinde hangi hukuk uygulanır?

Çocuğun mutad meskeninin bulunduğu devletin hukuku uygulanır. Ebeveynlerin farklı uyruklu olması sonucu değiştirmez (Madde 5 ve Madde 15).

Akrabalarım çocuğu başka bir ülkede koruma altına aldı. Velayet hakkım kaldı mı?

Velayet hakkı, çocuğun mutad meskeni hukukuna göre belirlenir. Koruyucu aile veya akrabaya yerleştirme, velayet hakkını tamamen sona erdirmeyebilir. Yetkili mahkeme karar vermelidir (Madde 3, 33).

22. Boşandığım eşimle ortak velayet düzenledik. Bu uluslararası geçerli midir?

Ortak velayet, çocuğun mutad meskeninin bulunduğu devlet hukuku tarafından tanınıyorsa ve Sözleşme’nin m. 23/2 çerçevesinde bir sorun teşkil etmiyorsa, diğer Akit Devletlerde de otomatik tanınır. Tereddüt halinde ilgili akit devletten tanıma kararı verilmesi talep edilebilir.

Mahkemeler hangi hallerde başka ülke makamlarının hukukunu “istisnai” olarak uygular?

Yetkili akit devlet karar alırken kural olarak kendi hukukunu uygular. Ancak istisnai olarak çocuğun üstün yararı için somut olayda diğer ülke ile daha sıkı bağlantı varsa, mahkeme o ülke hukukunu dikkate alabilir. Bu istisnai durum Madde 15(2)’de düzenlenmiştir.

Sözleşme kapsamındaki koruma tedbirleri neler olabilir?

Madde 3’e göre koruma tedbirleri; velayetin içeriği, velayetin devri, çocuğun yerleşim yeri, vasi veya kayyım atanması, çocuğun koruyucu aileye veya kuruma yerleştirilmesi, çocuğun mallarının yönetimi vb. hususları kapsar.

Çocuğun korunmasına ilişkin önlemler “kesin ve sürekli” midir?

Hayır. Çocuğun durumu değişebilir. Makamlar, yeni koşullara göre bu önlemleri değiştirebilir veya sonlandırabilir (Madde 14, 18).

Sözleşme ile “haksız yere çocuğun yerinin değiştirilmesi” veya “alıkonulması” ne demektir?

Madde 7’ye göre, çocuğun mutad meskeni olduğu devletten velayet hakkını ihlal edecek şekilde başka bir devlete götürülmesi veya orada alıkonulması haksız sayılır. Örneğin, yasal velayet sahibinin rızası olmadan çocuğun yurt dışına çıkarılması bu kapsama girebilir.

Haksız alıkoyma veya götürme durumunda hangi devlet makamları yetkilidir?

Çocuğun haksız biçimde götürülmesinden önceki mutad meskeninin bulunduğu Akit Devlet makamları yetkilidir. Çocuk hakkında bir yıl boyunca iade başvurusu yapılmazsa veya velayet hakkı sahibi kişi ya da kurum haksız alıkoymaya rıza gösterirse yetkisini kaybeder. Zaten bu durumda da çocuğun yeni bir mutad meskeninden bahsetmek de mümkün olacaktır (Madde 7). Çocuğun kaçırıldığı ülkenin yetkisini muhafaza etmesinin önemi, alıkonulduğu ülkede mahkemelerin yalnızca çocuk hakkında acil önlemlerin alabilmesidir. Yani alıkonulan ülkede örneğin çocuğun yararına olsa bile velayete ilişkin düzenlemeler yapılamaz, acil olmayan tedbirlere karar verilemez.

Hangi ülkenin mahkemesi çocuğun yurt dışında alıkonulduğunu ve tehlikede olduğunu öğrendiğinde ne yapmalı?

Madde 36’ya göre, çocuğun ciddi tehlikede olduğu düşünülürse ilgili makam, çocuğun başka bir Akit Devlette olduğunu öğrenince derhal o devleti bilgilendirmelidir. Karşılıklı iş birliği içerisinde ivedi tedbirler alınmalıdır.

Sözleşme, 1980 tarihli Çocuk Kaçırma Sözleşmesi’ni ortadan kaldırıyor mu?

Hayır. 1996 Sözleşmesi, 25 Ekim 1980 tarihli Çocuk Kaçırma Sözleşmesi’nin uygulanmasını etkilemez. Çocuğun iadesi konusuyla ilgili durumlarda iki Sözleşme birbiriyle bağlantılı olarak uygulanır (Madde 50).

Çocuğumun velayet hakkını ihlal eden eski eşim, çocuğu yurt dışında tutuyor. 1996 Sözleşmesi bana nasıl yardımcı olur?

Öncelikle çocuğun haksız alıkonması durumu tespit edilir (Madde 7). Çocuğun iadesi veya koruma tedbiri için Sözleşme mekanizmaları (tanıma, tenfiz ve iş birliği) devreye sokulabilir. Gerekirse 1980 Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi’ de uygulanır. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için tıklayınız.

Mülteci veya yerinden edilmiş çocuklar için hangi ülkenin makamları yetkilidir?

Mülteci konumundaki veya ülkelerindeki karışıklıklar nedeniyle yerinden edilmiş çocuklar, bulundukları Akit Devletin makamlarının yetkisine tabidir (Madde 6).

 Çocuğun mutad meskeni değiştiğinde alınmış tedbirler ne olur?

Başka bir devletin makamınca alınan tedbirler, yeni mutad meskenin bulunduğu devletin yetkili makamları bu tedbirleri gözden geçirip değiştirmediği veya sonlandırmadığı sürece, kural olarak geçerliliğini korumaya devam edebilir (Madde 14).

Ebeveynler arasında boşanma veya ayrılık davasını gören mahkeme çocuğun korunmasına yönelik tedbir alabilir?

Sözleşme’nin 10. maddesine göre, ebeveynlerin boşanma veya ayrılık davasına bakan Akit Devlet mahkemesi de – eğer kendi hukuku izin veriyorsa ve tarafların onayı ile çocuğun çıkarına uygun görülüyorsa – çocuğun korunmasına ilişkin tedbir alabilir.

Hangi durumlarda başka devlet makamları yetkili sayılabilir?

Çocuğun çıkarlarını en iyi değerlendirecek şekilde, normalde yetkili olan devlet makamı, başka bir Akit Devletin makamının daha uygun olduğu kanısına varırsa, yetkisini devredebilir. Bu genellikle çocuğun önemli bağlantıları (örneğin akrabaları) veya vatandaşlık bağı olan devletle yapılır (Madde 8-9). Örneğin çocuğun ebeveynlerini hazin bir kaza sonucu kaybetmesi durumunda, diğer bir akit devletin vatandaşı ise ya da önemli akrabaları bulunuyorsa mutad meskenin bulunduğu akit devlet yetkisini devredebilir.

 

Çocuğun bakımı veya koruması için alınacak önlemlerde hangi belgeler istenir?

Genelde çocuğun kimliğine ilişkin belgeler, velayet veya koruma kararları, nüfus kayıtları, çocuğun durumu hakkında sosyal raporlar, eğitim ve sağlık bilgileri gibi belgeler Sözleşme çerçevesinde merkezi makamlar aracılığıyla gerekli görüldüğü (özellikle koruma tedbirlerine başvurulması gerekiyorsa) istenebilir (Madde 34).

Diğer Akit Devletin kararının Türkiye’de tanınması otomatik midir?

Kural olarak, Sözleşme tarafı bir devlette alınan koruma tedbirleri, diğer Akit Devletlerde de tanınır (Madde 23). Ancak kamu düzenine açıkça aykırılık veya Sözleşme’de belirtilen diğer istisnai durumlar tanımaya engel olabilir.

Çocuklar hakkında verilen bir koruma tedbir kararı hangi hallerde diğer akit devletler tarafından tanıma ve tenfizi reddedilebilir?

  • Karar, Sözleşme’nin II. Bölümündeki yetki kurallarına aykırı şekilde verilmişse,
  • Savunma hakkı ihlal edilmişse,
  • Kamu düzenine açıkça aykırıysa,
  • Çocuğun üstün yararı ile açıkça çelişiyorsa,
  • Alınan tedbir ile başka bir Akit Olmayan Devlette çelişen geçerli bir tedbir varsa,

tanıma reddi söz konusu olabilir (Madde 23(2)).

Bu ret sebepleri özellikle çocuk koruma kurumları bünyesinde koruyucu aile yanına yerleştirilen çocuklar Türk çocukları bakımından dikkatlice değerlendirilmelidir. Çoğu durumda Almanya ve Hollanda mahkemelerince velayet hakkı elinden alınmayan ve fakat velayet hakkını kısıtlayan tedbirlerin ihlali hallerinde ülkemizde iade kararları verilebilmektedir.

Sözleşme’nin “kamu düzeni” istisnası nedir?

Bir koruma tedbirinin tanınması veya tenfizi, talepte bulunulan devletin kamu düzenine açıkça aykırıysa reddedilebilir (Madde 23(2)(d), 22). Kamu düzeni istisnası dar yorumlanır. Kamu düzeni kavramı soyut bir kavram olduğundan ilgili ülkenin içtihatlarıyla sınırları çizilmektedir.

Başka bir ülkede aldığım koruma tedbiri Türkiye’de doğrudan uygulanabilir mi?

Evet. Yetkili makamlarca alınan kararlar, diğer akit devletlerde kanun gereği doğrudan tanınırlar. Dolayısıyla mutlaka tanınması istenmesine gerek yoktur. Tereddüt halinde ilgili kişi tedbirin tanınmasına ya da tanınmasının reddedilmesi hakkında karar verilmesini isteyebilir.

Yabancı bir mahkemenin çocukla ilgili kararı, Türkiye’de nasıl uygulanabilir?

Diğer akit devlette uygulanabilir olduğuna ilişkin beyan bulunan, yani tenfiz kaydı bulunan yetkili merci kararları ve diğer akit devletlerde uygulanması amacıyla alınmış tedbir kararları, o akit ülkesinde verilmiş gibi uygulanır. Örneğin Hollanda’da alınan çocuğun kişilik haklarına ilişkin alınmış bir önlem kararı; Türkiye’de uygulanması öngörülmüşse ya da diğer akit devletlerde de uygulanacağına ilişkin tenfiz kaydı varsa sanki Türkiye’de verilmiş bir mahkeme kararıymış gibi uygulanır. (Madde 28). Ancak alınan tedbir kararı çocuk malvarlığına ilişkinse Türkiye bu konuda çekince koyarak ilgili kararı tanımama hakkını saklı tutmuştur.

Tanıma veya tenfiz başvurusunda mahkeme, yabancı kararın içeriğini tekrar inceler mi?

Hayır. Mahkeme, esas yönünden tekrar inceleme yapmaz. Sadece tanıma ve tenfizin usule uygunluğunu (madde 23/2) kontrol eder (Madde 27).

Acil durumlarda hangi makamlar tedbir alabilir?

Çocuğun veya mallarının acilen korunması gerekiyorsa, çocuğun veya mallarının bulunduğu devlet makamları ivedi tedbir alabilir. Bu, çocuğun alıkonulduğu devlet olduğu gibi bir başka akit devlet olabilir (Madde 11).

Acil tedbirler geçici midir?

Evet. Acil durum tedbirleri, normalde yetkili olan devlet makamı kapsamlı veya kalıcı koruma önlemlerini alır almaz sona erer (Madde 11(2)).

Çocuğun korunmasına ilişkin alınan tedbirler süresiz midir?

Hayır. Tedbirler, çocuğun reşit olması veya makamların tedbiri değiştirmesi/sonlandırmasına kadar devam edebilir. 18 yaşın dolmasıyla Sözleşme uygulaması biter (Madde 2).

Türkiye’de bir mahkeme, çocuğun diğer ülkede bulunan malları hakkında da karar alabilir mi?

Eğer çocuğun mutad meskeni Türkiye’deyse veya Sözleşme’nin II. Bölümü kapsamındaki diğer yetki kuralları Türkiye’ye yetki sağlıyorsa, Türkiye’deki mahkemeler çocuğun yurt dışındaki mallarına ilişkin de karar alabilir.

Çocuğun yerinin değiştirilmesi hâlinde velayet sorumluluğu otomatik olarak sona erer mi?

Hayır. 16. madde uyarınca velayet sorumluluğu, çocuğun mutad meskeninin hukuku çerçevesinde belirlenir.

Velayet sorumluluğu hangi hallerde kendiliğinden doğar veya sona erer?

  • Kanun gereği (örneğin doğumla annede velayet bulunması),
  • Yargı kararıyla,
  • Bir anlaşma veya tek taraflı işlemle (örneğin anne-baba anlaşması),

Bu işlemlerin geçerliliği, çocuğun mutad meskeni hukukuna göre değerlendirilir (Madde 16).

Mahkeme kararı olmaksızın çocuğun velayetinin bana geçtiğini iddia edebilir miyim?

Bazı hukuk sistemlerinde çocuğun doğumu ile belirli koşullarda velayet sorumluluğu otomatik kazanılabilir. Bu durum, çocuğun mutad meskeninin hukuku tarafından düzenlenir. Ancak uluslararası geçerlilik veya uyuşmazlık halinde mahkeme kararı gerekebilir (Madde 16-17).

Yabancı bir ülkede çocuğun vasi/kayyım atanması kararı Türkiye’de geçerli midir?

Eğer ilgili karar, Sözleşme’ye taraf bir ülkede alınmışsa ve Sözleşme hükümlerine aykırı değilse, diğer tüm akit devletlerde olduğu gibi kanun gereği Türkiye’de tanınır.

Yurt dışında çıkan velayet kararı Türkiye’de geçerliyse, aynı karar malvarlığına ilişkin konularda da geçerli midir?

Kararın içeriğine bağlıdır. Türkiye; kendi topraklarında bulunan bir çocuğun malvarlığına ilişkin tedbiri tanımama hakkını saklı tutmuştur. Ancak malvarlığına ilişkin karar tedbir kararı değilse tanınabilir.

Yeni mutad meskenin bulunduğu ülke, önceki ülkede alınmış tedbiri değiştirebilir mi?

Evet. Çocuğun üstün yararı veya yeni şartlar gerektiriyorsa, yeni mutad meskenin bulunduğu ülke makamları mevcut tedbiri değiştirme veya sona erdirme yetkisine sahiptir (Madde 14, 18).

Çocuğun malları birden fazla ülkede bulunuyorsa ne yapılır?

Her ülke kendi sınırlarında gerekli koruma tedbirlerini uygulayabilir. Ancak asıl yetkili devlet, çocuğun mutad meskeninin bulunduğu devlettir.

Yabancı mahkeme kararını tanıma süreci ne kadar sürer?

Sözleşme, basit ve hızlı usul benimsenmesini öngörür (Madde 26(2)). Süre, her ülkenin iç hukuk prosedürlerine göre değişebilir. Ancak genel amaç hızlı sonuç alınmasıdır.

“Merkezî Makam” ile doğrudan iletişime geçebilir miyim?

Prensip olarak evet. Ancak bazı devletler, 34. maddenin 2. fıkrası gibi hükümlerle, başvuruların sadece yargı makamları veya avukatlar aracılığıyla yapılmasını isteyebilir. Yine de çoğu ülkede Merkezî Makam ile doğrudan iletişim kurulabilir (Madde 30).

Kişisel ilişki kurma (erişim) hakkı nasıl güvence altına alınır?

Madde 35, erişim hakkının etkin şekilde kullanılması için devletler arası iş birliğini düzenler. İlgili makamlar, özellikle yurt dışında bulunan ebeveynin çocuğuyla iletişim ve görüşme hakkının korunması için tedbir alır.

Çocuğuma kişisel ilişki kurma (erişim) hakkım var; ancak çocuğun bulunduğu ülke bunu engelliyor. Nasıl çözebilirim?

Sözleşme’nin 35. maddesi, erişim haklarının etkin kullanılabilmesi için iş birliği öngörür. Çocuğun bulunduğu ülkenin Merkezî Makamı veya adli makamlarıyla iletişime geçilerek, erişimin sağlanması veya uygulanma şartlarının belirlenmesi talep edilebilir.

Kişisel ilişki kurma (erişim) hakkına dair yabancı karar Türkiye’de uygulanmazsa ne yapabilirim?

Tereddüt halinde lgili kararı tanıma/tenfiz davanızda mahkemenin karar vermesini talep edebilirsiniz.

Koruyucu aileye veya bakım kurumuna yerleştirme kararı hangi prosedüre tabidir?

Sözleşme, Madde 33’te bu konuyu düzenler. Çocuğun başka bir Akit Devlette koruyucu aileye veya kuruma yerleştirileceği durumda, önce o devletin rızası alınır. İlgili raporlar paylaşılır ve rıza alındıktan sonra nihai karar verilir.

Yabancı mahkemenin koruma tedbiri Türkiye’de uygulanırken hangi icra yöntemleri kullanılabilir?

Bu durum, Türk hukukunun icra prosedürleri çerçevesinde uygulanır (Madde 28). Örneğin, çocuk teslimi söz konusu mahkeme nezdinde çocuğun teslimine karar verilebilir. Tedbir kararları Adli Destek Ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü kanalıyla yerine getirilir.

Yabancı bir kararın tanınması için hangi belgeler gerekir?

Genellikle kararın aslı veya onaylı sureti, kesinleşme şerhi, tercümesi, kimlik bilgileri gibi dokümanlar talep edilir. Ayrıca, Sözleşme gereği tasdik ya da benzeri formaliteler genelde istenmez (Madde 43).

Tanıma ve tenfiz davası hangi mahkemede açılır?

Türkiye’de kural olarak Aile Mahkemesi görevlidir. Yetkili mahkeme, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun ve iç mevzuattaki kurallara göre belirlenir.

Acil hallerde çocuğun geçici olarak korunması ne şekilde yapılır?

Madde 11 ve 12 uyarınca, çocuğun bulunduğu yerin makamları “yerel etkiye sahip geçici tedbirler” alabilir. Bu tedbirler, esas yetkili makamın kapsamlı kararına kadar sürer.

Boşanmam Türkiye’de sonuçlandı, ama çocuğum yurt dışında. Bu karar orada geçerli mi?

Boşanma kararı ayrı, çocuğun velayeti veya koruma tedbirleri ayrı konulardır. Boşanma kararı o ülkede tanınmasa dahi çocuğun velayetine ilişkin hükümler Sözleşme kapsamında otomatik tanınır.

Dava süreci devam ederken çocuğun geçici velayeti nasıl belirlenir?

Geçici tedbirler, kural olarak yetkili mahkemece verilir. Eğer çocuk başka ülkedeyse ve acil korunma ihtiyacı varsa, çocuğun bulunduğu ülke de geçici tedbir alabilir (Madde 11).

Çocuğumun mallarını yönetmek için yurt dışında hangi izinleri almam gerekiyor?

Çocuğun malvarlığına yönelik tasarruflar, Sözleşme kapsamında “koruma tedbiri” niteliğindedir (Madde 3(g)). Mallar çocuğun bulunduğu veya malvarlığının yer aldığı ülkede olabilir. Yetkili mahkemeye veya kuruma başvurulmalıdır.

Hangi ülkede dava açılacağından emin değilsem ne yapmalıyım?

Öncelikle çocuğun mutad meskeni tespit edilir. Şüphe varsa uzman avukat veya ilgili Merkezî Makam rehberliğiyle, hangi ülkenin mahkemelerinin yetkili olduğu netleştirilir.

İki ülke mahkemesi de kendini yetkili kabul ederse nasıl çözülür?

Aynı konuda diğer bir mahkemede talep değerlendirme aşamasındaysa yargı yetkisinin kullanımından kaçınılır. (Madde 13).

Sözleşme kapsamında düzenlenen “ehliyet/yetki belgesi” (Madde 40) nedir?

Yasal temsilcinin çocuğun kişiliği veya malvarlığı üzerinde hangi hak ve yetkilere sahip olduğunu gösteren belgedir. Bu belge, diğer ülkelerdeki yetkililere sunulduğunda temsilcinin sıfatı karine olarak kabul edilir.

Farklı eyalet sistemine sahip ülkelerde (örneğin ABD, Kanada) Sözleşme nasıl uygulanır?

Her eyalet/bölge, Sözleşme’ye uygun merkezi veya bölgesel makamlar belirler (Madde 47-48). Uygulama, o eyaletin iç hukuk kurallarına göre gerçekleşir, ancak genel çerçeve Sözleşme hükümleridir.

Mahkemeler çocuğun dinlenilmesini zorunlu kılıyor mu?

Genellikle çocuğun yaş ve olgunluk seviyesine göre, çocuğun görüşüne başvurmak bir ilkedir. Sözleşme, özellikle adli veya idari işlemlerde çocuğun fikrinin alınmasını önemser. Acil durum haricinde, çocuğun dinlenilmesine fırsat verilmeksizin verilen koruma tedbirleri, diğer akit devletlerde tanınmasının reddedilmesi sebebi dahi olabilir. (Madde 23(2)(b)). Bu halde talep edilen Devletin temel usul ilkelerini ihlal edecek şekilde alınması da gerekmektedir.

Mahkeme, çocuğun dinlenmesiyle ilgili hangi hususlara dikkat eder?

Çocuğun yaşına, olgunluğuna, konuya ilişkin farkındalığına göre hâkim takdir yetkisi kullanır. Ancak Sözleşme, çocuğun görüşlerinin alınmasını esas bir ilke olarak benimser.

Alınan tedbirin çocuğun menfaatine olmadığı sonradan anlaşılırsa ne olur?

Yetkili makam, her zaman tedbiri değiştirme, kaldırma veya yenileme hakkına sahiptir (Madde 14, 18). Önemli olan çocuğun hâlihazırdaki üstün yararıdır.

1996 Sözleşmesi’nde öngörülen “çocuk raporu” (Madde 32) nedir?

Çocuğun sosyo-ekonomik, psikolojik ve sağlık durumunu, eğitimini vb. içeren rapordur. Bir devletin yetkili makamı, çocuğun mutad meskeninin bulunduğu devletten bu raporu talep edebilir.

Ebeveynlerin anlaşmazlığı halinde Sözleşme, arabuluculuk veya uzlaşma öngörüyor mu?

Evet. Sözleşme, arabuluculuk ve benzeri uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin kullanılmasını teşvik eder (Madde 31(b)). Amaç, çocuğun menfaatini gözeterek uluslararası alanda barışçıl çözüme ulaşmaktır.

Sözleşme’den kaynaklanan yetki, boşanma davası sonuçlanınca biter mi?

Boşanma veya ayrılık davasında (Madde 10) verilen tedbirler, dava sonuçlanınca genellikle son bulur. Ancak çocuğun korunmasına dair hükümlerin devamı gerekiyorsa, mahkeme velayete ilişkin düzenleme ve nafakaya ilişkin düzenlemeler yapar. Bu Sözleşme kapsamında velayet kararı diğer akit devletlerde doğrudan kanun gereği tanınır.

Diğer ebeveyn çocuğun bakımını ihmal ediyor, yurt dışında dava açabilir miyim?

Eğer çocuğun mutad meskeni yurt dışındaysa, oradaki mahkemelere başvurabilirsiniz. Ayrıca acil durum varsa, çocuğun bulunduğu yer makamları geçici tedbirler alabilir. Merkezî Makam üzerinden yardım isteyebilirsiniz.

Yabancı dilde mahkeme kararlarını Türkiye’de kullanmak için ne yapmalıyım?

Kararın yeminli tercümesini yaptırmak gerekir. Sözleşme, tasdik veya apostil benzeri formaliteleri kaldırmaya çalışır. Ancak mahkeme tercüme talep edebilir (Madde 43, 54).

Merkezî Makam nasıl belirleniyor?

Her devlet, Sözleşme uyarınca kendi Merkezî Makamını ilan eder (Madde 29). Türkiye’de bu konuda görevlendirilen makam genellikle Adalet Bakanlığı veya benzeri bir resmi kurumdur. Resmî beyanlar HCCH sitesinde de yayımlanır.

Merkezî Makam aracılığıyla hangi tür taleplerde bulunabilirim?

  • Çocuğun mevcut durumu ve konumu hakkında bilgi,
  • Çocuğun korunmasına yönelik rapor veya belge talebi,
  • Erişim haklarının uygulanması,
  • Koruma tedbirlerinin tanınması ve tenfizi,
  • Çocuğun yerinin tespiti, vb. konularda talepte bulunabilirsiniz (Madde 31-35).

Sözleşme hangi uluslararası iş birliği mekanizmasını öngörüyor?

Sözleşme, “Merkezî Makam” adı altında her devletin bu alanda bir yetkili merci belirlemesini ve bu makamlar arasında hızlı bilgi, belge paylaşımı ve koordinasyon sağlanmasını düzenler (Madde 29-39). Ayrıca çocukla ilgili korunma tedbirlerinde devlet makamlarıyla iş birliği yapılması esas alınır.

Çocukla ilgili bir ihtilaf varsa, ebeveynlerden biri başka ülkede yaşadığında nasıl iletişim kurulur?

Sözleşme, Merkezî Makamlar aracılığıyla bilgi paylaşımı ve iş birliği yapılmasını öngörür. Talep, kendi ülkenizdeki Merkezî Makam veya yetkili mahkeme aracılığıyla diğer ülkeye iletilir (Madde 30-31).

Çocuğu yurtdışına götürürken hangi belgeleri yanımda bulundurmalıyım?

Velayet veya koruma kararını gösterir belge, çocuğun kimlik/pasaport evrakları ve varsa Sözleşme uyarınca düzenlenen ehliyet/yetki belgesi (Madde 40). Böylece olası uyuşmazlıklarda çocuğun yasal temsilcisi olduğunuzu kanıtlayabilirsiniz.

Bu Sözleşme çerçevesinde en önemli tavsiyeniz nedir?

Çocuğun menfaatiyle ilgili uluslararası bir uyuşmazlıkta vakit kaybetmeden:

  1. Bir avukat veya uzman danışmanla görüşmek,
  2. Merkezî Makamlardan veya resmi kurumlardan bilgi almak,
  3. Çocuğun mutad meskeni ve uygulanacak hukuk konusunda tereddüt varsa hızlıca netleştirmek

en kritik adımlardır.

Her olayın özellikleri farklı olabileceğinden, profesyonel hukuki destek almak büyük önem taşır. Sözleşme maddeleri, taraf devletlerin ulusal mevzuatları ve mahkeme uygulamaları birlikte değerlendirilmeli, çocuğun üstün yararını en iyi şekilde koruyacak çözümlere ulaşılmalıdır.

Konuyla ilgili profesyonel danışmanlık ve destek almak için bize ulaşabilirsiniz.

Kotan & Gökçe Hukuk Bürosu Kurucu Ortağı