Koşullu Salıverilmede Yeni Bir Dönem Başladı
Koşullu salıverilme, bir hükümlünün cezasının belirli bir kısmını cezaevinde geçirdikten sonra, geri kalanını denetimli serbestlik altında geçirmesine imkân tanıyan bir uygulamadır. Bu sistem, hükümlünün cezası süresince iyi hâl göstermesini ve belirli bir infaz oranını tamamlamasını esas alır. Örneğin bazı suçlarda cezanın yarısı infaz edildiğinde koşullu salıverilme mümkünken, daha ağır suçlarda bu oran 2/3’e kadar çıkabilmektedir. Koşullu salıverilme, ceza hukukunda yalnızca bir infaz indirimi değil; aynı zamanda cezanın yeniden topluma kazandırma işlevinin bir yansıması olarak kabul edilmektedir.
Ancak geçmişte bazı durumlarda bu mekanizma neredeyse tamamen devre dışı kalabiliyordu. Özellikle ikinci defa tekerrür halinde, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108. maddesinin 3. fıkrası uyarınca uygulanan 4/4 infaz oranı, hükümlünün cezasının tamamını cezaevinde geçirmesini zorunlu hale getiriyordu.
4/4 infaz oranı, uygulamada hükümlülere hiçbir şekilde erken tahliye imkânı tanımadığı için uzun süredir ceza hukukunun yeniden topluma kazandırma amacıyla çeliştiği yönünde eleştirilmekteydi. Bu düzenlemenin, hükümlüler açısından umut hakkını tamamen ortadan kaldırdığı, dolayısıyla insan onuru ve anayasal ilkelerle bağdaşmadığı görüşü bazı hukuk çevrelerince güçlü biçimde dile getirildi. Bu çerçevede, Anayasa Mahkemesi’nin önüne de söz konusu düzenlemenin iptali istemiyle başvuruların götürüldüğü kamuoyuna yansımıştı.
Haziran 2025’te yürürlüğe giren 10. Yargı Paketi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108. maddesinin 3. fıkrasında değişikliğe gitmiş ve bu katı uygulamaya son vererek ceza infaz sisteminde önemli bir değişikliğe imza atmıştır. Yeni düzenlemeyle birlikte, artık ikinci kez tekerrüre giren hükümlüler için de koşullu salıverilme imkânı tanınmaktadır. Bu değişiklik, hem ceza infazında insan hakları odaklı yaklaşımın güçlenmesi hem de hapishane doluluğunun azaltılması açısından dikkat çekici bir reform olarak değerlendirilmektedir.
Peki, bu değişiklik kimleri kapsıyor? Eski düzenlemeye göre infaz hesaplaması nasıldı, şimdi nasıl değişti? Uygulamada ne gibi sonuçlar doğurması bekleniyor? Bu yazıda, 10. Yargı Paketi ile gelen koşullu salıverilme rejimindeki değişiklikleri açıklayacağız.
Tekerrür Ne Demektir? Hangi Durumlarda Uygulanır?
Tekerrür, bir kişinin daha önce işlediği suçtan dolayı ceza almasına rağmen, belirli bir süre geçmeden yeniden suç işlemesi hâlinde devreye giren ve sanık hakkında daha ağır sonuçlar doğuran ceza hukuku kurumudur. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için üç temel şart aranır:
- Kişinin daha önce işlediği bir suçtan kesinleşmiş bir mahkûmiyet almış olması,
- Bu mahkûmiyetin ardından yeni bir suç işlemiş olması,
- Yeni suçun, tekerrür süresi içinde işlenmiş olması.
Tekerrür süreleri ise, önceki cezanın türüne göre değişir:
- Eğer önceki suçtan verilen ceza 5 yıldan fazla hapis cezasıysa, kişi 5 yıl içinde yeni bir suç işlerse tekerrür hükümleri uygulanır.
- Eğer önceki ceza 5 yıl veya daha az süreli hapis cezası ya da adli para cezasıysa, bu süre 3 yıl olarak uygulanır.
Bu süreler geçtikten sonra işlenen suçlar için artık tekerrür hükümleri gündeme gelmez. Ayrıca önemli bir ayrıntı olarak, ilk suçtan verilen cezanın infaz edilmesi şart değildir; yalnızca kesinleşmiş olması yeterlidir.
Eski Uygulama: 4/4 İnfaz Oranı Ne Anlama Geliyordu?
Koşullu salıverilme sisteminde genel kural, belirli bir infaz oranı tamamlandığında hükümlünün cezasının kalan kısmını dışarıda geçirmesine imkân tanınmasıdır. Ancak ikinci kez tekerrür hükümleri devreye girdiğinde, bu hak neredeyse tamamen ortadan kalkıyordu.
4/4 İnfaz Kuralı Nasıl Uygulanıyordu?
Eski düzenlemeye göre, bir kişi ikinci kez tekerrüre giriyorsa, artık koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanamazdı. Bu kişiler, cezalarının tamamını ceza infaz kurumunda geçirmek zorundaydı. Bu da, 4/4 infaz oranı olarak adlandırılıyordu.
Uygulamada bu durum:
- 10 yıl hapis cezası alan bir hükümlünün, 10 yıl boyunca hiç tahliye imkânı olmadan cezaevinde kalması,
- Denetimli serbestlikten de yararlanamaması anlamına geliyordu.
Bu uygulama, özellikle uzun süreli hapis cezalarında, ikinci kez tekerrüre giren hükümlüler açısından orantısız olduğu savunuluyor ve birçok hukukçu tarafından cezanın bireyselleştirilmesi ve umut hakkı ilkeleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle eleştiriliyordu.
10. Yargı Paketiyle Ne Değişti? Yeni Koşullu Salıverilme Rejimi
2025 yılında yürürlüğe giren 10. Yargı Paketi, ceza infaz sisteminde dikkat çeken bir değişiklik yaparak, daha önce hiçbir şekilde koşullu salıverilmeden faydalanamayan bazı hükümlüler için bu imkânı yeniden tanımladı. Özellikle ikinci kez tekerrür hükümlerine tabi olan hükümlüler bakımından getirilen bu yeni düzenleme, infaz süresini kısmen yumuşatmakla birlikte, belirli oranlar ve sürelerle sınırlandırılmış bir çerçeve oluşturdu.
Yeni İnfaz Oranları Nelerdir?
İkinci kez mükerrir olan hükümlüler açısından belirlenen koşullu salıverilme süreleri şu şekildedir:
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar: 39 yıl,
- Müebbet hapis cezası alanlar: 33 yıl,
- Birden fazla süreli hapis cezasına mahkûm olanlar: 32 yıl,
- Süreli hapis cezalarında ise: cezanın 3/4’ü (dörtte üçü) infaz edildikten sonra koşullu salıverilme artık mümkündür.
Örneğin, ikinci kez mükerrir bir kişi hakkında 12 yıl süreli hapis cezası verildiyse, koşullu salıverilmeden yararlanabilmesi için bu cezanın 9 yılını cezaevinde geçirmesi yeterli olacaktır.
Ayrıca, 5275 sayılı Kanun’un 108. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, tekerrür hâlinde koşullu salıverilme süresine eklenecek cezanın, daha önceki mahkûmiyetin ağırlığını geçemeyeceğine ilişkin sınırlama, artık ikinci kez mükerrir olanlar bakımından uygulanmayacaktır. Bu da infaz süresi hesaplamasında önemli bir değişiklik yaratmaktadır.
Bu değişiklikle birlikte, daha önce hiçbir şekilde koşullu salıverilme imkânı bulunmayan birçok hükümlü için artık hukuken mümkün hâle gelen bir tahliye ihtimali doğmuştur. Önceden ne suç türü ne iyi hâl ne de infaz süresi bu durumu değiştirmiyorken, yeni sistemde belirli oranlar karşılandığında koşullu salıverilme kapısı açılmıştır. Kısacası, daha önce aynı koşullarda bir hükümlü asla tahliye olamazken, şimdi belirli sürelere ulaşıldığında salıverilme mümkün olabilmektedir.
Sonuç olarak, 10. Yargı Paketi ile getirilen bu değişiklik, ikinci kez mükerrir olan hükümlüler açısından hem infaz hukukunda yeni bir dönemin habercisi olmuş, hem de ceza adaletinin “umut hakkı” temelinde yeniden yorumlanmasına katkı sağlamıştır.
Koşullu Salıverilme Hakkında Sık Sorulan Sorular (SSS)
1. İkinci kez mükerrir olan bir hükümlü artık koşullu salıverilmeden yararlanabilir mi?
Evet. 10. Yargı Paketi ile yapılan düzenleme sayesinde, ikinci kez mükerrir olan hükümlüler de belirli infaz oranlarını tamamlamaları halinde koşullu salıverilmeden yararlanabilecek.
2. Süreli hapis cezası alan ikinci mükerrirler için infaz oranı nedir?
Süreli hapis cezası alan ikinci kez mükerrir hükümlüler, cezanın dörtte üçü (%75) infaz edildikten sonra koşullu salıverilmeden faydalanabilirler.
3. Yeni düzenleme geçmişe dönük olarak uygulanabilir mi?
Kural olarak infaz hukukunda lehe düzenlemeler geçmişe yürür. Ancak her somut olay özelinde, suçun işlenme tarihi ve ceza türüne göre değerlendirme yapılmalıdır. Detaylı danışmanlık için ofisimizle iletişime geçerek randevu alabilirsiniz.
4. 4/4 infaz kuralı tamamen kaldırıldı mı?
Evet. 10. Yargı Paketi ile ikinci kez mükerrirler için 4/4 infaz oranı kaldırıldı. Bu kişiler artık mutlak infaz zorunluluğu olmaksızın tahliye şansı elde edebilecekler.
5. Yeni infaz oranları tüm suçlar için geçerli mi?
Hayır. Suçun niteliğine göre farklı oranlar uygulanır. Ağırlaştırılmış müebbet, müebbet ve süreli hapis cezaları için belirlenen oranlar birbirinden farklıdır.